9364,55%0,16
39,40% 0,10
45,45% -0,17
4286,21% 0,05
6927,68% -0,09
Askerî gücün, tankın, topun, füzenin sürekli gösterisi yapılıyorsa; anlayın ki orada gerçek caydırıcılık sorgulanıyordur.
Güç, sessiz durur. Gösteriliyorsa, eksik hissediliyordur.
Ahlâk her gün konuşuluyorsa, ahlâki çöküş başlamış olabilir.
Cami üstüne cami yapılıyorsa, bilin ki din elden gidiyordur.
Çünkü gerçekten inanan, dinini inşaatla değil, vicdanla yaşar.
Kendisi inanmıyorsa, dindar görünmek için minare diktirir.
İçi boşsa, dışı kutsal görünmek zorundadır.
Her yerde “birlik” lafı varsa, o toplum zaten kutuplaşmıştır.
Gerçek birlik, afişle değil; adaletle, eşitlikle, güvenle kurulur.
Bu sadece devletler için değil, insanlar için de geçerlidir:
Kimin en çok hangi yönü eksikse, onu abartarak sunar.
Korkaktır ama cesur görünmek ister.
Zayıftır ama güç gösterisi yapar.
Dışı gösterişli olanın içi çoğu zaman döküntüdür.
Bugün dünya üzerinde bazı ülkelerde (!) bu tablo açıkça yaşanıyor.
Her gün vatan, bayrak, din, birlik üzerine nutuklar atılıyor…
Ama vatandaş birbirine güvenmiyor, toplum parçalanmış, kurumlar yorulmuş.
Her şey görselde güçlü duruyor ama içeride ciddi bir yorgunluk var.
Afişler dolu, ekranlar dolu ama halkın cebi boş, gönlü suskun.
Bir ülkeyi bölmek için önce insanları birbirine yabancılaştırırsın.
Aynı toprakta yaşayanları zihnen ayırırsın.
Kurumların içini boşaltırsın, sonra ortak değerleri çürütürsün.
Ama dışarıdan hâlâ “birlik, beraberlik” denir.
Millet ise sanır ki her şey yolunda. Oysa içeride çözülme çoktan başlamıştır.
Birliğin olması için önce dirlik gerekir.
Dirlik yoksa, birliği yalnızca törenlerde görürsün.
Ve o da zamanla sönüp gider.
Geriye ne kalır?
Yalnızlaşmış bir millet, korkuya alışmış bir toplum, çöküntüyle yüzleşen bir gelecek.
İşte bu yüzden, neye çok vurgu yapılıyorsa oraya dikkat et.
Orası en zayıf yerdir.
Sürekli gösteriliyorsa, orada güven değil, telafi vardır.
Gerçek inanç, gerçek adalet, gerçek ordu gösterilmez; hissedilir.
Gösterme ihtiyacı, kaybedilenin ilanıdır.
Tarih bunun örnekleriyle dolu:
İran ve Irak tam da bunu yaptı.
Ve bedelini yalnız yönetim değil, halk da ağır ödedi.
Sinan EKİZ
Siyaset bilimci
Nevşehir'in hamuruyla yorulmus yiğit vatan evladı