BARIŞ ADI ALTINDA MASADA BİR MİLLETİ İMHA ETMEYE ÇALIŞIYORLAR .....!!!
Bu plan "barış" diyor ama içinde adım adım boyun eğdirme var. Her maddesi bir tuzak, her satırı Filistin'i haritadan değil, hayattan silme hamlesi.
Egemenlik değil, statüsüzlük dayatılıyor.
"Geçici yönetim" diyorlar ama bu devletsiz bırakmak demek. Bayrak var, toprak var, ama devlet yok. Bu milletin varlığı haritada var, dünyada yok.
'Deradikalleşme' dedikleri şey zihin kontrolüdür.
Bu planla artık ne dediğine değil, nasıl düşündüğüne karışacaklar. Silahı aldılar, şimdi aklı almak istiyorlar.
'Geçici yönetim' adı altında kalıcı vesayet kuruluyor.
Amerika başta, diğerleri arkada… Yönetim dedikleri bir kukla. Düğmesi Washington'da, ipi Tel Aviv'de.
Silahsızlandırma barış için değil, teslim almak içindir.
Bir halkın elinden silahını alırsan, sesini de susturursun. Bu plan, Filistin'in değil, İsrail'in güvenliği içindir.
Eğitim bahanesiyle kimlik siliniyor.
Kitaplar, öğretmenler, hatta okul bütçesi dışarıdan belirlenecek. Parayı kim veriyorsa tarihi de o yazacak. Yani çocuk artık kendi geçmişini değil, onların yalanını okuyacak.
Uluslararası güç dedikleri, yeni işgal gücüdür.
Kaskı mavi olsa da komutan aynı: Amerika. Bu güç, Filistin'in değil, İsrail'in sınır bekçisidir.
Kudüs'ün geleceği bilerek karartılmış.
"Kudüs'ü sonra konuşalım" demek, bugünü İsrail'e hediye etmektir. Kudüs sadece taş değil; bir milletin kalbidir. Kalp giderse, beden de dağılır.
Yeniden inşa projesi, yeniden dizayn operasyonudur.
Evler yapacaklar ama içine kimin oturacağına biz karar veremeyeceğiz. Bu, toprağı değil insanı yeniden biçimlendirme planıdır.
Uluslararası hukuk rafa kaldırılıyor.
Artık BM değil, Washington yasa yazıyor. İşgal suç olmaktan çıkıyor, "meşru güvenlik hakkı" diye pazarlanıyor. Adalet değil, güç konuşuyor.
Yaptırımlar, açıkça tehdit aracına dönüyor.
"Direnirsen aç kalırsın" diyorlar. Bunu diplomasi sanıyorlar. Halbuki bu, açlıkla diz çöktürme planıdır.
Sessiz bir demografik temizlik hazırlanıyor.
Yeni yerleşim bölgeleriyle nüfus değiştirilecek. Bu, eskiden yaşanan büyük göçün modern versiyonudur. Bu kez kamyon yok, harita kalemi var.
Filistin Yönetimi'nin dönüşü, halk için değil, kontrol içindir.
Bu yönetim halkın değil, İsrail'in rahat etmesi için geri getiriliyor. Sandık değil, kukla düzeni.
Planın adı barış, özü teslimiyet.
İnsanlar acıdan yorgun. Bunu fırsat biliyorlar. Kurşunla değil, umutsuzlukla teslim almak istiyorlar.
İlk analiz doğruydu ama eksikti.
"Sadece reddediyoruz" demek yetmez. Masada ne olmalı? BM'nin gözetimi, Arap Ligi'nin desteği ve en önemlisi: Filistin halkının onayı. Bunlar yoksa masa zaten zehirlidir.
Bu plan Gazze'yle başlamıyor, Gazze'yle bitmeyecek.
Gazze bir test sahası. Eğer bu halkı sustururlarsa, sırada Batı Şeria var. Sonra kim bilir, belki bütün bölge…
Bu plan "barış" kılığında bir ruh kuşatmasıdır.
Tankla değil, kağıtla işgal ediyorlar.
Mermiyle değil, "yardım" adıyla teslim alıyorlar.
Ve dünya seyrediyor.
Filistin'in toprağı işgal altındaysa da ruhu esir alınamaz; zincirler toprakla birlikte gömülemez.
Türk milleti olarak birlikteyiz; önce vatan, sonra adalet — hem sınırlarımızı hem vicdanımızı koruyacağız
Çetin Ay