Amerika kıtasında diplomatik ağlar ördü. Dijital dünyada ise Huawei ile devletlerin damarına, TikTok'la genç nesillerin zihnine girdi.
Bu tablo, savaşsız bir işgalin resmidir. Ve en acısı, biz hâlâ gözlerimizi ovuşturup rüya mı görüyoruz diye bakıyoruz.
Orta Doğu'da ve çevremizde farklı güçler kendi projelerini yürütüyor, sınırları yeniden çizmeye çalışıyor. Ama karmaşadan asıl kazanan hep Çin oluyor. Çünkü bölünmüş yapılar onun için kolay lokmadır: küçük devletçikler daha rahat yutulur, daha kolay kontrol edilir. Balkanlar'daki kırılganlık, Orta Doğu'daki parçalanmışlık, Afrika'daki borç batağı… Hepsi Pekin'in iştahını kabartan hazır sofralardır. Biz birbirimizle uğraşırken, o sofraya oturan tek misafir Çin oluyor.
Batı'nın en büyük zaafı artık yalnızca ekonomi değil, nüfustur. Avrupa hızla yaşlanıyor, genç işgücü tükeniyor. Amerika'da doğurganlık düşüyor. Türkiye de eskisi kadar genç değil, ama hâlâ Avrupa'nın yanında en dinamik nüfusa sahip ülke. Çin'in böyle bir sıkıntısı yok; nüfusu devasa, teknolojisi sınırsız. Bu tabloyu gören herkesin şu gerçeği itiraf etmesi gerekir: Türkiye olmadan Çin karşısında denge kurulamaz.
Türkiye'nin zayıflaması sadece bizim değil, bütün bölgenin kaybı olur. Akdeniz'in kapısı Çin'e açılır. Balkanlar bütünüyle Pekin'in kontrolüne girer. Orta Doğu küçük lokmalar halinde Çin'in sofrasına düşer. NATO'nun güney hattı çöker, Avrupa doğrudan Çin'le yüz yüze kalır. Zayıf bir Türkiye, Batı'nın kalesinde açılmış bir gediktir.
Türkler ve Avrupalılar asırlardır yan yana yaşadı; kültürleri iç içe geçti, hatta akraba oldular. Bu bağ, Çin'in asla kuramayacağı bir bağdır. Çünkü Çin'in dostluğu kasalarla gelir, kalplerle değil. Güçlü bir Türkiye yalnızca kendi halkına değil, Batı'ya da güvenlik, istikrar ve nefes verir. Türkiye Batı'nın son sigortasıdır.
Ama bu sigortanın çalışabilmesi için Avrupa'nın, özellikle Almanya'nın güçlü kalması; İngiltere'nin küresel vizyonuyla katkı sunması şarttır. Ve elbette Türkiye, Türk dünyasıyla ve Avrupa'yla kenetlendiğinde, Çin'in yükselişine karşı gerçek bir denge kurulabilir.
Ya hep birlikte güçlü olacağız –Türkiye, Almanya, İngiltere, Avrupa, Türk dünyası, NATO, komşular– ya da hep birlikte Çin'in gölgesinde uyanacağız. Bugün Türkiye'ye sırtını dönenler, yarın kendi geleceklerini kaybedecekler.
Türkiye'nin gücü, dost için güven; istilacı için set olur.
Türkiye zayıflarsa, Batı da yıkılır.
ÇETİN AY
İŞ İNSANI | SİYASİ STRATEJİST